Son yıllarda teknolojideki ilerleme ile birlikte insan beyni ile ilgili
şaşırtıcı gerçekler ortaya çıkmaya başladı. PET scan (positron-emision
tomografi) adlı teknoloji ile bilim adamları beyinin faaliyetlerini
görmeye ve ölçmeye başladılar.
Eskiden beyin gelişiminin genetik faktörlere bağlı olduğu, dışarıdan yapılacak müdahalelerin beyin gelişiminde fazla rol
oynayamayacağı düşünülürdü. Ancak son zamanlarda bilim adamları
arasındaki yaygın kanıya göre çevre faktörü beyin gelişiminde olumlu
veya olumsuz yönde çok önemli bir rol oynamaktadır.
5 aylık fetus 5 duyunun duymak ve dokunmak olmak üzere ikisine sahip
olur. Küçücük kafasında her dakika 50.000 yeni hücre oluşmaktadır. Beyin
öyle hızlı gelişmektedir ki 6. ayda hızla büyüyen beyin kabuğu
kafatasına sığmak için kıvrımlar oluşturmaya başlar. 7. ayda fetus beyni
tüm yaşamı boyunca sahip olacağı 100 milyar beyin hücresinin hemen
tamamını oluşturmuştur.
Her bebek düşünme, görme, duygu gibi beyin fonksiyonlarından sorumlu
yaklaşık 100 milyar sinir hücresi ile doğar. Hayatın ilerleyen
dönemlerinde ise bu doğuştan gelen 100 milyar sinir hücresinin üzerine
yenileri üretilmemektedir.
Sinir hücreleri sinaps adı verilen küçücük boşluklarla birbirlerine
bağlanırlar ve beynin çeşitli fonksiyonlarını yerine getiren kümeler
oluştururlar.Doğumdan sonraki ilk sekiz ay boyunca sinir hücreleri
arasında bağ oluşumu şaşırtıcı derecede hızlıdır. Sekiz ayın sonunda
yaklaşık 1000 tirilyon sinaps oluşmuştur. Bu sinapsların günlük
yaşamdaki ihtiyaclara ve uyaranlara bağlı olarak bir kısmı korunur,
kullanılmayanlar ise zamanla kaybolur ve çocuk 10 yaşlarına geldiğinde
sinaps sayısı erişkinlerdeki seviyesine ( 500 tirilyon) iner.
Yaşamın ilk aylarında oluşan bu bağlantılar bebeğe dışarıdan gelen
uyaranlarla güçlendirilmekte ve kalıcı hale getirilmektedir. Bu
uyaranları verenler de çoğunlukla bebeğin anne baba ve yakın çevresi ile
bakımında yardımcı olan kişilerdir.
Görme ve konuşma yeteneğini oluşturan beyin sistemleri çok erken
dönemlerde şekillenmektedir.(ilk 8 ay) Araştırmalar bebeğin doğumundan
hemen sonraki erken dönemlerden başlamak üzere gördüğü ve duyduğu tüm
olayların ileriki donemlerde kendi görüş ve konuşma yetenekleri üzerinde derin bir etki bıraktığını ve şekillendirdiğini göstermektedir.
Öğrenme yeteneği 3-10 yaşları arasında en üst seviyelere ulaşır ancak ömür boyu devam eder.
10-18 ay arasında bebeğin duyguları gelişmektedir. Duygular uzun vadeli bellek ile yakından ilişkilidir.
İlk 10 yıl boyunca müzik, dil eğitimi ve diğer ömür boyu sürecek yetenekler öğrenilmektedir.
Burada kısaca beyinin bölümlerinden de söz etmemiz gerekirse:
· Serebral Kortex: Beyinin yüzeyindeki ince kabuktur.
· Oksipital Lob:Kafanın arka tarafında yer alır ve görme işlevi ile ilgilidir.
· Temporal Lob:Tabanda yer alır. Duyma, konuşma ve dil gelişimi ile ilgilidir.
· Parietal Lob:Yanlarda yer alır.Duyusal uyaranlar ile ilgilidir.
· Frontal Lob:Alın kısmında yer alır. Konuları değerlendirme ve problem çözme işlevi burada yapılır.
· Limbik Sistem: Duygular ve uzun vadeli belleği kontrol eder.
· Beyincik:Otomatik hareketleri ve dengeyi kontrol eder.
Tüm bu gelişme sürecinde bebeğin çevresi ve yaşam koşulları önemli rol
oynamaktadır. Evdeki sıcak ilişkiler ve mutlu ortam beyin gelişiminde
olumlu rol oynayacak, bunun tersi olarak gergin ortam ise olumsuz bir
rol oynayacaktır.
Bebeğin ebeveynlerinin ve bakımından sorumlu olan kişilerin beyin
gelişiminde rol oynayacakları kaçınılmazdır. Bu sebeple aşağıda dikkat
edilmesi gereken birkaç önemli nokta verilmiştir.
· Sıcak ve sevecen olmalısınız: Çocuklar ilişkilerinde
duygusaldırlar.Bebeğinize sevgi ile yaklaştığınız takdirde sevgiyi
öğrenecektir. Bebeğinize gülümseyin, onunla konuşun, ona dokunun, şarkı
söyleyin. İhmal edilen bebeklerin beyinlerinin tüm bölgeleri gelişmesini
tamamlayamazlar. Ayrıca özellikle ona dokunmakla beynindeki büyüme
hormonu salgılanmasını arttırırsınız.Günde 3 kez onbeşer dakiklık hafif
masajlar yapın. Konuşurken cildinizin birbirinize temasını sağlayın.
· Bebeğinizin çıkardığı seslere, yüz ifadelerine ve hareketlerine karşı
duyarlı olun. Bebekler kendilerini ifade etmek için kelimeleri
kullanamazlar. Onların kendilerini ifade etme biçimi çıkardıkları
sesler, yüz ifadeleri ve hareketleridir. Bunlara karşı duyarlı olup
istedikleri yanıtları verdiğiniz takdirde size güvenleri artacaktır.
Ağladığında rahatının kaçtığını, acıktığını anlayıp onu doyurun,
güldüğünde oyun istediğini anlayıp onunla oynayın.
· Bebeğinizle konuşun,hikayeler okuyun, şarkılar söyleyin. Bebeğiniz
söylediklerinizin anlamını bilmese bile bu konuşma ve dil öğrenme
kapasitesini arttıracaktır. Araştırmalara göre bebeğiyle sık sık konuşan
annelerin bebekleri 2 yaşına geldiğinde bebekleri ile seyrek konuşan
annelerin bebeklerine oranla 300 kelime daha fazla bilmektedirler.
Okuma yetenekleri de gelişmektedir. Çocuğunuza resimli kitaplar
okumanız ve ona resimlerde gördüklerini sormanız onun beyin gelişimine
olumlu etki yapacaktır.
· Belirli kalıplar ve alışkanlıklar oluşturun: Böylece çocuklar ne
beklemeleri gerektiğini öğreneceklerdir. Örneğin her gün uyuma vaktinde
perdeleri kapatmanız ve ninni söylemeniz onun yatağa girme vaktini
öğrenmesini sağlar.Bu tür etkileşimler çocuğa ne yapması gerektiğini
tahmin etmeyi öğretecektir.
· Çocuğunuzun oyun oynaması, merak etmesi ve keşfetmesi için onu
cesaretlendirin. Ona oyun oynarken eşlik edin ve yeni oyunlar öğretin.
Biraz daha büyüdüğünde ise arkadaşları ile oynamasını, meraklarını gidermesini mümkün olduğunca engellemeyin.
· Seyrettiği TV programları konusunda seçici olun: Küçük çocukların
hayal ile gerçek arasındaki farkı yeni yeni öğrenmekte olduğunu
unutmayın. Bazı programlar çocuğun kelime hazinesini geliştirebilir
ancak bazıları da çocuğun kafasını karıştırır ve korkutur. Bu nedenle
çocuğun seyrettiği programlar konusunda seçici olmalısınız. Televizyonu
asla bir bebek bakıcısı gibi çocuğunuzu oyalayabilecek bir aracı olarak
görmeyin.
Çocuğunuzu disiplinize edin ve bazı limitler koyun:
· Çocuğunuzun ihtiyaçlarını dile getirmesine izin verin. Onu dinlerken
tarafsız ve olumlu olun. Yapmasını istemediğiniz şeyleri sebepleri ile
birlikte sevgi ile anlatmaya gayret gösterin. Bazı davranışlarının diğer
insanları da etkileyebileceğini anlatın. Duygularını, hayal
kırıklıklarını anlatmalarına yardımcı olun. Olumlu davranışlarını
onaylayın. Verdiğiniz görevler de aşırıya kaçmayın.
· Her bir çocuğun bir diğerinden farklı olduğunu unutmayın. Her çocuğun
kendine özgü bir kişiliği vardır ve büyüme özellikleri de farklıdır.
Çocuğunuzu kardeşleri veya başka çocuklarla kıyaslamayın. Kendine özgü
kişiliğini yansıtmasına yardımcı olun.
· Çocuğunuzu kreş veya anaokuluna vermeniz gerekiyorsa seçimde özenli
olun. Bu seçim ailenin en önemli kararlarından biri olacaktır.Çünkü
seçtiğiniz kuruluş çocuğunuzun erken beyin gelişiminde çok önemli rol
oynayacaktır.Öncelikle çocuğunuzu vermeyi düşündüğünüz merkezi kendiniz
görün, değerlendirin.
· Son olarak kendinize de özen gösterin. Anne-baba çocuğun yaşamının en
önemli parçalarıdır. Bebeğinize tüm ihtiyaçlarını ancak sizler
sağlayabilirsiniz. Bu sebeple kendi sağlığınız, mutluluğunuz çok
önemlidir. İyi beslenin, gerekli tıbbi kontrollerinizi zamanında
yaptırın, egzersiz yapın, dinlenmenize özen gösterin, kendinize de zaman
ayırın. Ancak böyle iyi ana-baba olabilirsiniz.
https://onabuna.blogspot.com/2010/09/kek-tarifine-niyet-neye-ksmet.html?showComment=1545033904662#c619673327125983587
YanıtlaSil